Suyla ilgili felaketler, 2050’ye kadar küresel ekonomiyi trilyonlarca dolar zarara uğratabilir
Çevre mühendisliği ve müşavirlik firması GHD’nin hazırladığı rapora göre, dünyanın gelişmiş ülkelerinde meydana gelen su felaketlerinin küresel ekonomiye verdiği zarar 2050 yılında 5,6 trilyon dolara ulaşacak.
Giderek artan kuraklık, şiddetli yağışlar, fırtına ve sel gibi suyla ilgili afetlerin maddi ve manevi zarara yol açtığı tartışılmaz. Ancak bugün yayınlanan bir rapor, gelişmiş ekonomilerde yaşanan bu tür felaketlerin küresel ekonomi üzerindeki etkisini gözler önüne serdi.
Rapora göre dünyanın gelişmiş ülkelerinde meydana gelen su felaketlerinin küresel ekonomiye verdiği zarar 2050 yılında 5,6 trilyon dolara ulaşacak.
Avustralyalı mühendislik ve çevre danışmanlığı şirketi GHD tarafından ‘Aquanomics’ başlıklı bir rapor hazırlandı. Şirket, suyun bir toplumun yaşayabileceği “en yıkıcı güç” olduğunu söyleyerek, çok azının veya çoğunun tehlikeli olduğunu vurguladı.
Çin ve Güney Kore sellerle mücadele ederken, şiddetli yağmurlar Hindistan’a temiz su ve elektrik tedarikini engelledi. Son 500 yılın en kurak dönemlerini yaşayan Avrupa kıtasında çiftçiler mahsul yetiştirmekte zorlanıyor. Pakistan ise henüz taze olan sel felaketinin yaralarını gelen yardımlarla sarmayı umuyor.
Raporda, dünya genelindeki toplulukların artan iklim olaylarının etkisini şimdiden hissetmeye başladığı vurgulanırken, bu toplulukları korumak için harekete geçmenin önemine vurgu yapıldı.
Yalnızca 2021’de dünya çapında 100 milyon insanın sel, fırtına ve kuraklıktan etkilendiğini söyleyen rapor, su sektörünün değişimi yönlendirme fırsatına sahip olduğunu ve daha fazla yatırıma, inovasyona ve entegre su yönetimine ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Rapor yedi ülkeyi kapsıyor
Yedi ülkedeki su risklerini değerlendiren rapor, ABD, İngiltere, Çin, Kanada, Filipinler, BAE ve Avustralya’yı kapsıyor. Olağanüstü olayların farklı sektörleri nasıl etkileyebileceğine dair küresel sigortacılık verileri ve bilimsel çalışmalardan yararlanılarak hazırlanan raporda, ülkelerin karşı karşıya olduğu anlık kayıpların yanı sıra küresel ekonomiye verdiği zararlara ilişkin tahminlerde bulunuldu.
Sonuç olarak, 2050 yılına kadar dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD toplam 3,7 trilyon dolar kayba uğrayabilir ve gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) o tarihe kadar her yıl %0,5 oranında küçülebilir. Filipinler için GSYİH kayıp oranı %0,7, Çin ve Kanada için %0,2 ve Birleşik Krallık ve BAE için %0,1 olabilir.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, yüzyılın ortasına kadar kümülatif olarak yaklaşık 1,1 trilyon dolarlık bir kayba uğrayabilir.
Hangi sektörler ciddi şekilde etkilenebilir?
Değerlendirmenin kapsadığı beş ana sektörden küresel ekonomi için en hayati olan üretim ve dağıtım, bu felaketlerden en çok etkilenen sektörler de olabilir. Rapor, su kıtlığının üretimi sekteye uğratmasına karşın, fırtına ve sellerin altyapıyı ve kaynakları yok edebileceğine ve maliyetin 4,2 trilyon dolara kadar çıkabileceğine dikkat çekiyor.
Tarım sektörü, kuraklık ve aşırı yağışlardan en fazla etkilenebilecek bir diğer sektördür. Rapora göre, bu afetlerden kaynaklanan kayıpların 2050’de 332 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Suyla ilgili afetlerden etkilenebilecek diğer sektörler perakende, bankacılık ve enerji.
Küresel düşünce kuruluşları, bu yıl Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda, su ekonomisini incelemek için yeni bir komisyon kurulduğunu duyurdu. Komisyon, karar vericilere su yönetimi konusunda yararlı tavsiyeler sağlamayı amaçlamaktadır.
Komisyonun eş başkanı Tharman Shanmugaratnam, Reuters haber ajansına, su yönetiminin iklimle birlikte “dönüştürülmesi” gerektiğini belirterek, “Bunu yapmanın maliyeti önemsiz değil, aksine maliyeti cüce yapıyor. aşırı havanın neden olabileceği yıkım.